Göbekli̇tepedeki̇ Esrarengi̇z Sırlar | Reha AJANS | KENTİN GÖZÜ KULAĞI | HABERLER
Gündem

GÖBEKLİTEPEDEKİ ESRARENGİZ SIRLAR

GÖBEKLİTEPEDEKİ ESRARENGİZ SIRLAR

GÖBEKLİTEPEDEKİ ESRARENGİZ SIRLAR

Göbeklitepe'de yapılan son arkeolojik çalışmalar, 12 bin yıllık, gerçeğe yakın boyutlarda bir insan heykelinin keşfedilmesiyle tüm dünyada büyük yankı uyandırdı. Bu heyecan verici keşif, Göbeklitepe'nin ve çevresindeki Neolitik yerleşimlerin sırlarını çözmek için önemli bir adım olarak görülüyor.

Göbeklitepe'deki Heykel Kim Tarafından Yapıldı ve Ne Anlatıyor?

 

Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul'un açıklamalarına göre, bu heykelin kimler tarafından yapıldığına dair kesin bir bilgi henüz bulunmamaktadır. Ancak, bu keşif bölgedeki avcı-toplayıcı toplulukların sandığımızdan çok daha gelişmiş sanatsal ve sembolik yeteneklere sahip olduğunu gösteriyor. Yaklaşık 2,3 metre boyundaki heykel, bir kişinin oturduğu pozisyonda, ayakları olmayan çıplak bir bedeni tasvir ediyor. Heykelin sırtında bir yılan figürü, göğsünde ise insan kaburgaları ile omuzlarda iki leopar figürü betimlenmiştir. Bu figürlerin ne anlama geldiği hala bir sır perdesiyle örtülüdür ancak bunların bir tür sembolik veya şamanik anlatım olabileceği düşünülüyor. Heykel, bölgedeki T şeklindeki dikilitaşlar gibi, o dönemin inanç sistemleri ve ritüelleri hakkında bize ipuçları veriyor.

Göbeklitepe'nin Sırrı Ne?

Göbeklitepe'nin en büyük sırrı, yerleşik hayata geçişin ve tarımın başlangıcı olarak bilinen Neolitik Çağ öncesinde inşa edilmiş devasa bir inanç ve ritüel merkezi olmasıdır. Genellikle, bu tür kompleks yapıların yerleşik, tarımla uğraşan topluluklar tarafından inşa edildiği düşünülürdü. Ancak Göbeklitepe, henüz yerleşik hayata tam geçiş yapılmamış, avcı-toplayıcı topluluklar tarafından inşa edilmiştir. Bu durum, dinin, sosyal organizasyonun ve karmaşık yapıların ortaya çıkışının, tarım ve yerleşik hayattan önce geldiğini gösteren güçlü bir kanıt sunmaktadır.

Göbeklitepe Kazıları Ne Zaman Bitecek?

 

Prof. Dr. Necmi Karul, Göbeklitepe'deki kazı çalışmalarının belirli bir bitiş tarihinin olmadığını belirtiyor. Bu tür arkeolojik projeler, sürekli yeni bulgularla genişleyen ve derinleşen uzun soluklu süreçlerdir. Göbeklitepe ve çevresindeki Taş Tepeler Projesi adı altında devam eden çalışmalar, bölgenin Neolitik geçmişini aydınlatmaya yönelik kapsamlı bir araştırmadır ve muhtemelen yıllarca sürecektir.

Bu yeni keşifler ve devam eden çalışmalar, sadece Göbeklitepe'yi değil, aynı zamanda insanlık tarihinin en önemli dönemlerinden birini anlamamızı sağlıyor.

Yakın zamanda Japonya Altes Prensesi Akiko Mikasa tıpkı babası Tomohito gibi Türkiye'ye olan sevgi ve kültür bağlılığını göstermek için önce Kamandaki Kültepe kazılarını ziyaret etmiş ardın da Şanlıurfa Göbeklitepe'yi gezerek Türkiye'den ayrılmıştı. Bütün bu ziyaretler sadece ziyaretçi sayısını değil ziyaretçi niteliğini arttırdığı için büyük önem taşıyor.

Artık sadece tüketim ve dinlenmeye dayalı otel turizmine alternatif olarak medeniyet ve kültür bağlarına katkı sağlayan bu ziyaretlerin ülkemizin kültür turizm sektörüne ilerleyen zamanlarda ciddi ivme kazandırıp  yerel ve ulusal dinamiklerimizi harekete geçirme açısından büyük katkı sağlaması bekleniyor.