Kan Boğazdan Geli̇r (Mehmet Karadağ) | Reha AJANS | KENTİN GÖZÜ KULAĞI | HABERLER
Köşe Yazılarımız

Kan Boğazdan Gelir (Mehmet Karadağ)

Kan Boğazdan Gelir (Mehmet Karadağ)

Kan Boğazdan Gelir

Mehmet Karadağ

Son zamanlarda özellikle İsrail katliamından sonra astli içeçecek ve fast food marka obezitenin baş kahramanı olan yiyeceklerin arasında bulunduğu içecek ve yiyecek markaları ciddi bir şekilde boykot tehdidi altında. Bazılarının fiyatı nerdeyse yarı yarıya azaldı. Miasfirliklerde klasik ve geleneksel ikram olan ''Kırk yıllık hatırı'' olan kahve kültürü yeniden filizlenmeye başladı.
 
Kahvenin Yanında İki Hurma
 
Türk kahvesi…
 
Yüzyıllardır sofralarımızın, sohbetlerimizin ve misafirliklerimizin en zarif ikramı. İncecik telvesi, mis gibi kokusu ve fincanın içinden yükselen sıcaklığıyla yalnızca bir içecek değil, adeta bir kültür taşıyıcısı. Dünyaya nam salmış bu lezzet, milyonların kalbini ısıtırken aynı zamanda vücuda olan faydalarıyla da öne çıkıyor.
 
Fakat size küçük ama değerli bir tavsiye: Kahvenin yanına iki hurma ekleyin. Evet, yanlış duymadınız. Türk kahvesinin yanında hurma yemeyi alışkanlık haline getirin. Çünkü bu ikili, yalnızca damakta uyumlu bir tat bırakmakla kalmıyor; bedene ve ruha da şifa oluyor.
 
Kahve, içerdiği antioksidanlarla kalbi koruyor, yorgunluğu gideriyor, zihni açıyor. Hatta düzenli tüketimde diyabetten parkinsona kadar pek çok rahatsızlığa karşı kalkan görevi üstleniyor. Hurma ise lif, mineral ve doğal şeker açısından o kadar zengin ki, enerji verirken mideyi de rahatlatıyor.
 
İkisini bir araya getirdiğinizde ortaya tam anlamıyla “muhteşem bir denge” çıkıyor.
 
Kahvenin asidini hurma yumuşatıyor, hurmanın şekerini kahve dengeliyor. Üstelik bu uyum sadece mideyi rahatlatmakla kalmıyor; stresi azaltıyor, sinir sistemini güçlendiriyor, depresyona karşı da koruyucu oluyor.
 
Diyet yapanlar için de birebir: tok tutuyor, abur cubur isteğini azaltıyor.
 
Unutmayın, sofralarımızda yıllardır kahvenin yanında bir lokum ikram edilir. Fakat hurma, bu geleneksel eşlikçiye güçlü bir alternatif. Üstelik sadece damak tadını değil, sağlığımızı da gözetiyor.
 
Sonuç mu?
 
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı varsa, yanında yenecek iki hurmanın da ömrünüze sağlık katacağı kesin.
 
Emin olun çikolata ve yapay şekerlemelere göre çok daha sağlıklı ve faydalı. Son dönemlerde gelecek nesiller için büyük tehditler oluşturan sıkıntı, stres ve kvgaların sebebinin fast food ve yapay tatlandırıcı ve yiyeceklerin olduğunu bireysel ve toplumsal arenadaki temsilcileri ile örneklendirmek mümkün.
 
Dünyanın jandarmalığına soyunayım derken birçok savaş ve katliamın temsilcisi olan ülke kimdir, sorusuna ve onların beslenme şekillerine baktığımızda cevabımızı almış olacağız. Biz de ve dünyanın başka ülkelerinde olma nedeni onlarla aynı biçimde beslenmemiz, yediklerimiz ve içtiklerimizin benzerliği. Bugün asitli içeceklerin girmediği buzdolabı yok dersek abartmış olmayız. 
 
En fazla obezite ve saldırı olaylarının temsilcisi olan ABD menşeli yiyecek ve asitli içeceklerin olduğunu kabul etmeyen yoktur. Bunda yiyip içtiklerinin çok büyük tesiri var. Büyükler eskiden can boğazdan gelir derlerdi. Şimdi kan boğazdan geliyor. Meşruiyetine dikkat edilmeden elde edilen kazançla alınıp boğazdan geçen her kuruş bize savaş, silah, işgal, kan ve göz yaşı olarak geri dönmektedir.
 
Bu küresel çapta Avrupa zalimlerinin ve Asya münafıklarının eliyle olduğu gibi toplumsal çapta ise suça meyilli insanlar olarak ortaya çıkmaktadır.
 
Konumuza geri dönecek olursak kahvenin yanında çikolata ve yapay tatlandırıcı yerine hurma, fast food yerine el ve ev yapımı yiyecek ve besinleri tercih etmek hem iç huzurumuz hem de küresel çaptaki huzura büyük hizmet edecektir.