Türki̇ye’ni̇n Tezi̇ Gerçek Mi̇ Oluyor | Reha AJANS | KENTİN GÖZÜ KULAĞI | HABERLER
Gündem

Türkiye’nin Tezi Gerçek mi Oluyor

Türkiye’nin Tezi Gerçek mi Oluyor

 

Türkiye’nin Tezi Gerçek Oluyor: “Filistin Garantörlüğü” Artık Masada

Kasım 2023’te dile getirilen garantörlük önerisi, küresel diplomasi gündeminde yankı buluyor

Kasım 2023’ten bu yana Türkiye’nin ısrarla vurguladığı tez, uluslararası arenada giderek karşılık buluyor:

“Garantörlük sistemini konuşalım. Türkiye olarak Filistin’in garantörlüğünü üstlenmeye hazırız.”

Aradan geçen bir yılın ardından, bu öneri artık yalnızca diplomatik bir fikir değil; gerçek bir jeopolitik seçenek hâline geldi.
Ortadoğu’da yaşanan çatışmalar, İsrail’in saldırıları ve uluslararası hukukun sessizliği, Türkiye’nin “adil denge” çağrısının önemini bir kez daha gözler önüne serdi.

Soykırıma Sessiz Kalan Dünyada Yeni Bir Denge Arayışı

Türkiye’nin garantörlük tezi, sadece Filistin meselesine değil, uluslararası sistemin yeniden yapılanmasına da işaret ediyor.
Bugün, “soykırım” olarak tanımlanan saldırılara karşı Birleşmiş Milletler ve uluslararası hukuk mekanizmalarının etkisizliği, dünya düzeninin sorgulanmasına neden oluyor.

Ankara’nın diplomatik kaynakları, “mevcut düzenin soykırımcı devletleri koruyan yapısının sürdürülemez olduğunu” vurgularken, Türkiye’nin Filistin için öne sürdüğü garantörlük teklifinin, yeni bir bölgesel güvenlik modeli anlamına geldiğini belirtiyor.

Filistin Bayrağı Artık Yasak Değil, Direnişin Sembolü

Savaşın ilk günlerinde “terör sembolü” olarak gösterilen Filistin bayrağı ve kefiye, artık dünyanın dört bir yanında dayanışma ve vicdanın simgesi hâline geldi.
Bugün Avrupa parlamentolarında vekiller, kefiye takarak oturumlara katılıyor, Filistin bayrağı ise “yasaklı” olmaktan çıkıp insanlık onurunun rengi olarak dalgalanıyor.

Bu dönüşüm, sadece siyasi bir tavır değil; dünya kamuoyunun vicdani uyanışının göstergesi olarak görülüyor.

“Yeni Dünya Sistemi”nin Eşiğinde

Uzmanlara göre yaşanan gelişmeler, Batı merkezli dünya düzeninin kırılma noktasına işaret ediyor.
ABD ve İsrail’in askeri üstünlüğe dayalı politikalarının sorgulandığı, Asya ve Ortadoğu merkezli yeni diplomatik dengelerin şekillendiği bir döneme giriliyor.
Türkiye ise bu süreçte, adalet temelli bir diplomasi anlayışıyla, yeni sistemin kilit aktörlerinden biri hâline geliyor.

Ankara’nın Rolü Güçleniyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yürütülen diplomasi trafiği, Türkiye’yi bölgesel barışın garantörü konumuna taşımaya başladı.
Ankara, hem Arap ülkeleri hem de Avrupa ile yürüttüğü temaslarda, “iki devletli çözümün” ve “uluslararası garantörlük mekanizmasının” tek kalıcı çözüm olduğunu vurguluyor.

Diplomasi çevreleri, Türkiye’nin bu süreçteki kararlılığını, “sözden eyleme geçen yeni dış politika paradigması” olarak nitelendiriyor.

Sonuç: Dünya Değişiyor, Türkiye Denge Kuruyor

Bir yıl önce sadece bir öneri olarak dile getirilen “Filistin garantörlüğü” tezi, bugün küresel vicdanın ortak gündemine dönüşmüş durumda.
Filistin bayrağı artık korkunun değil, adaletin sembolü.
Ve bu yeni dönemde, Türkiye’nin sesi — tarih boyunca olduğu gibi — adalet, denge ve insanlık onurunun sesi olmaya devam ediyor.