Edebiyat dünyasının güçlü kalemlerinden Mehmet Karadağ, yeni romanı “Elveda Hiroshima” ile kasım ayında okurlarla buluşuyor.
Daha önce Wattpad platformunda on binlerce okura ulaşan eser, yalnızca Türkiye’de değil, farklı ülkelerde de büyük ilgi gördü. Ancak Karadağ, kitabın önce yerli okurlarla buluşmasını istediğini belirtiyor.
Yazar, insanlığın savaşlar karşısındaki sessizliğine dikkat çekerek şu sözleri dile getirdi:
“İnsanlık Hiroşima’nın sesi olabilseydi, bugün aynı acılar yaşanmazdı.”
Karadağ’ın kaleminden çıkan Elveda Hiroshima, sadece savaşın yıkıcılığını değil, insanlığın özlemini çektiği barışı ve yeniden doğuşu anlatıyor. Eserde sakura ağacı (kiraz çiçeği), hem Japon kültürünün simgesi hem de yok oluşun ortasında yeniden filizlenen umudun metaforu olarak öne çıkıyor.
Roman boyunca Hiroşima sokaklarında rüzgârla savrulan kiraz çiçekleri, yaşamın kırılganlığını ve barışın güzelliğini simgeliyor. Karadağ, bu sembol üzerinden savaşın bıraktığı izleri, insan ruhundaki iyileşme çabasıyla buluşturuyor.
“Sakura çiçekleri bir haftada dökülür ama her bahar yeniden açar. İnsanlık da aynı gücü kendinde bulmalı.”
Yazar, romanını yalnızca bir savaş anlatısı değil, gelecek kuşaklara bırakılmış bir barış mesajı olarak tanımlıyor:
“Elveda Hiroshima, ulusal barış temasını merkeze alan ilk yerli romanlardan biri. Amacım, geçmişin küllerinden barışın çiçek açabileceğini göstermekti.”
Mehmet Karadağ’dan Dil ve Okuma Üzerine: “Kelime Zenginliği, Düşüncenin Köküdür”
Karadağ, dil bilinci ve okuma alışkanlığı üzerine yaptığı değerlendirmelerde, Türkiye’deki kelime dağarcığının sınırlılığına dikkat çekti.
Yapılan araştırmalara göre bir İngiliz, İtalyan veya Fransız çocuğunun anasınıfı dönemine kadar yaklaşık 55 bin kelimeyle tanıştığını, bunun yüzde 10’unun kalıcı hale geldiğini belirten Karadağ, Türkiye’de bu sayının sadece 300–400 kelimeyle sınırlı olduğunu vurguladı.
“Bir birey, üniversite mezunu olduğunda bile 3.000–4.000 kelimede kalıyor. Batı’da bu sayı 40.000–50.000 civarında. Yani düşünce dünyamız da kelime kadar daralıyor.”
Bu farkın kapanabilmesi için okuma ve yazma alışkanlığının güçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Karadağ, özellikle gençlere çağrıda bulundu:
“Okumak sadece bilgi değil, düşünce kazandırır. Yazamasak bile okuyalım; çünkü okumak, düşüncenin nefesidir.”
Yazar, teknolojinin kültürel aktarımı sekteye uğrattığını belirterek, edebiyatın bu boşluğu doldurabileceğini vurguladı:
“Eskiden kültür, aileden çocuğa aktarılırdı. Bugün bu görevi ekranlar üstleniyor. Buna dur demenin yolu, kitapları yeniden hayatın merkezine almaktır. Elveda Hiroshima, bu bilinci diri tutmak için yazıldı.”
“Elveda Hiroshima”,ikinci dünya savaşı sırasında atom bombası ile ölen bir şehrin arasında yeniden açan sakura çiçeklerinin arasında barışı, umudu ve insanın kendini yeniden keşfedişini anlatan bir roman olarak, edebiyat dünyasında unutulmaz bir iz bırakmaya hazırlanıyor.

